Yabancı Dil Öğrenmenin Yararları

   Küreselleşen dünyada, artık yabancı bir dil daha bilmenin birçok avantajı sayılabileceği gibi günümüzde neredeyse bir yabancı dil bilmek zorunluluk haline gelmiştir. Yabancı bir dil bilmek, internette gezinmenin, yabancılarla konuşmanın, iş seyahatlerinde kullanmanın dışında yapılan araştırmalarda çok daha fazla olduğu ortaya çıkmıştır Yapılan bilimsel araştırmalara göre; yabancı dil öğrenmek sizi her alanda daha iyi bir dinleyici ve daha yaratıcı bir insan haline getirmesinin yanında, yabancı bir dil öğrenmenin beyninizi geliştirici ve hatta potansiyel Alzheimer hastalığını erteleyen bir faaliyet olduğu ispatlanmıştır.

   Bu faydaların aslında hepsi beyninizin odaklanma yeteneğini arttırmasından, devamlı çalıştırmaktan, farklı açılardan düşünmeye zorlamaktan ve size göre mantıksal gelmeyen şeyleri kabullenmekten dolayı olmaktadır. İster lise çağlarında öğrendiğiniz fakat şimdilerde tamamen unuttuğunuz ister ana diliniz gibi bildiğiniz ve konuştuğunuz yabancı dilin haricinde başka bir yabancı dil veya az bildiğiniz yabancı dili geliştirmeniz için çok önemli sebepleri sıralamak gerekirse:

   Birincisi, yabancı dil öğrenerek iletişim yeteneğinizi geliştirirsiniz. Bu gelişimin en büyük sebebi ise bilinçaltımız veya şuurumuzdur. Ana dilimizi konuşurken çok nadiren yaptığımız konuşmanın dil bilgisi yönünden düşünürüz. Ama yabancı dil konuşmak öyle değildir. Direk olarak oluşturduğumuz cümlelerin yapılarına, kelime dizilişlerine ve hatta cümlenin zamanına bile odaklanırız. Bu yoğunlaşma ve odaklanma bize ana dilimize ne kadar hakim olduğumuzun farkına varmamızı sağlar ve ana dilimizde konuşurken ister istemez bir özgüven oluşturur. Böylece zamanla hem konuşmamız hem de ana dilimizde yazımız, yani yazı kabiliyetimiz gelişmektedir.

   İkincisi, daha iyi bir dinleyici olursunuz. Bazı üniversitelerde ve kurumlarda yapılan araştırmalarda iki dil bilen insanların, kalabalık ve gürültülü ortamlarda karşısındakinin kelimelerini seçmekte daha az zorlandığını göstermiştir. Araştırmacıların tabiriyle, üstün “dikkat, gürültüyü engelleme ve sesi algılama” özellikleri, müşterinizin, arkadaşlarınızın, patronunuzun ya da çalışanlarınızın söylediklerine daha yakından odaklanmanızı sağlar. Bu nedenle yakından dinleme özelliği paraya çevirlebilecek bir özelliktir.

   Üçüncüsü, yaratıcılığınızı geliştirirsiniz. İkinci bir dili her konuştuğunuzda beyninize yaratıcılık konusunda egzersiz yaptırırsınız. Anadilinizde kelimeler ağzınızdan düşünmeden dökülüverse de, ikinci bir dilde düşünmeden konuşup anlamlı cümleler kurmak zordur. Geçen yıl yayımlanmış bir araştırmaya göre, yabancı bir dil öğrenmek insanların akıcı konuşmalarını, güzel kelime seçimlerini, kendilerine has cümleler kurmalarını ve kelimelerle oynama kabiliyetlerini geliştirmekte, ki bu özellikler de Amerikan psikolog Ellis Paul Torrance’ınYaratıcılık Testi”nde test edilen dört özelliği oluşturmaktadır. Araştırmacılar, ikinci bir dil öğrenmenin, öğrenen kişini plan yapma yetisini, idrak yollarını ve hafızasını, yani yaratıcılığın temellerini, güçlendirdiğini göstermişlerdir.

  Dördüncüsü, kafanızı çalıştırırsınız. İkinci bir dil öğrenmek beyninizin karar ve kontrol mekanızmasını, yani düşünme sürecini gerçekleştirdiğiniz noktayı, güçlendirir. İkinci bir yabancı dil demek, beyninize güzel bir egzersiz yaptırmak demektir. Sık egzersiz yapmak da zaman sonra sonuçlarını getirmektedir. Çift dillilik, yaşınız ilerlese de aklınızı yerinde tutmaya yardımcı olur. Dünya çapındaki 24 milyon bunama hastası –ki çoğunda Alzheimer hastalığı da görülüyordu- ile yapılmış büyük bir araştırmaya göre, birden fazla dil konuşan hastalar, sadece bir dil konuşan hastalara göre tam 4 yıl sonra Alzheimer hastalığına yakalanmaktalar.

   Beşincisi,  daha akılcı kararlar verirsiniz. Yine geçen sene yapılmış bir araştırmaya göre, yabancı bir dilde düşünebilen kişiler, anadillerinde düşündükleri zamanla karşılaştırıldığında bir soruyu yavaşça okuyup, iyice anlamaya daha yatkındırlar. Sanırız anadilde düşünmek daha çok duygusal davranılmasına sebebiyet vererek tarafsız bir yaklaşımı mümkün etmiyor ama aynı sorunu bir de yabancı bir dilde düşündükleri zaman, çalışmadaki denekler de “gelişmiş düşünme” özelliği göstererek saf mantığa dayalı kararlarda bulmuşlar. Hayatınızda önemli bir karar vermeniz gerektiği zaman başka bir dilde düşünmeniz, çok daha mantıklı ve iyi bir karar vermenize sebep olabilir.

   Bir dil öğrencisi olarak, yalnızca mantıklı düşünen, iyi dinleyen, akıllıca iletişim kurup yaratıcı düşünebilen biri olmayıp, çok dilliliğin en avantajlı yönü olan geniş, engelsiz bir bakış açısına da sahip olacaksınız. Yukarıda bahsettiğimiz beş farklı özellik de yabancı bir dil öğrenmenin gerçekten de farklı bir şekilde düşünmemizi sağladığını, müşterilerimizle, ortaklarımızla, çalışanlarımızla dünyaya başka gözlüklerle yeniden bakma fırsatı sağlayarak göremediğimiz şeyleri gösterebilecek olduğunu göstermektedir. Her ne kadar dil öğrenmekle bir toplantıda simultane tercüme yapacak olmasanız da, elinizden geldiği kadar iyi dil bilmenin avantajları saymakla bitmemektedir.

Yorum Ekle