Çeviri Alanları Belirlerken Nelere Dikkat Edilmeli

çeviriBir tercüme bürosu her çeviriyi kabul etmeli midir yoksa yalnızca o alanda uzman çevirmeni varsa mı kabul etmelidir? Bunun kriteri tam olarak nedir?

Çeviri yaparken, çevirmenin araştırma imkanı olup olmaması her şeyi değiştirir. Bir çevirmenin araştırma kaynağı yalnızca sözlük ile sınırlı kalmaz. Hukuk çevirisi yapıyorsa, hukuk araştırması; medikal çeviri yapıyorsa, medikal araştırma yapması gerekir. Tabii ki bu tüm hukuk konularını birkaç günde öğrenebileceği anlamına gelmez. Hiçbir çeviri alakalı olduğu alanın tüm konularını kapsamaz, yalnızca belli bir kısmıyla ilgili olur. Dolayısıyla geçen terimleri ya da ilgili kalıpları araştırmak yeterli olacaktır. Hukuk çevirisi yapan bir çevirmen, yine de bir çevirmendir. Avukat olmak gibi bir amacı olmadığı sürece ya da kendi merakıyla okumak istemediği sürece tüm hukuk kitaplarını okumak zorunda değildir; ama bir çevirmen olarak da önüne gelen terimleri doğru olarak çevirmek zorundadır ve bu sorumluluk bilinciyle de tam teşekküllü bir araştırma yapması gerekir.

Çeviri bürolarının çok değil, daha yirmi ya da otuz yıl önceki imkanlarını düşünecek olursak ilk sorduğumuz soruya vereceğimiz cevap oldukça değişik olabilir. Bir tercüme bürosu ya da çevirmen ne kadar kitap, sözlük toplarsa toplasın önüne aniden hiç beklemediği bir konu gelebilir. Şimdi bir tıkla ulaşabildiğimiz her türlü bilgi, o zamanlar tercüme bürolarının başına bela olma potansiyeline sahiptir. Günümüzdeki internet imkanı çevirmenler için adeta kurtarıcı bir el gibidir. Tabii ki internetten araştırma yapmak faydalı olduğu kadar risklidir de, ama dikkatli davranan bir çevirmen hangi bilginin doğru olduğunu hangisinin de internet uydurması olduğunu sadece tercüme büroları değil, herkes kolaylıkla anlayacaktır.

İyi bir çevirinin temeli, konu ne olursa olsun değişmez. Bir çevirmen kaynak dili ve hedef dili ana dili gibi biliyorsa önüne hangi konu gelirse gelsin onunla başa çıkabilir. Sonuçta bir teknik metni ana dilimizden okusak bile anlamayacağımız kelimeler ya da cümleler olacaktır ve illa ki araştırma yapmamız gerekecektir. O yüzden böyle bir durumda çevirmenin dirayetli olması çok önemlidir. Metni başka bir dilde okuduğu için değil, anlamadığı bir konuda olduğu için anlamadığını ve yeterli araştırmayla anlayabileceğini unutmamalıdır.

Bu aşamada akla başka bir soru gelmektedir. İlk soruda bahsettiğimiz “uzman çevirmen” nedir ve tercümanlar bir konuda nasıl uzman olurlar? Bir tercüme bürosu kimin hangi konuda uzman olduğunu nasıl anlayabilir? Bu soruların cevapları o kadar soyuttur ki, bu soyutluk bile ilk soruya yeterli bir cevaptır. Bir çevirmenin belli bir alanda uzman olabilmesi için o alanda oldukça çok sayıda çeviri yapması gerekir, peki bilmediği bir alanda hiç çeviri yapmazsa nasıl uzmanlaşabilir? Aynı şekilde tercüme büroları ona hiç o belirli alanda fırsat tanımazsa nasıl iyi olup olmadığını anlayabilirler?

Esasen iyi olmak ya da olmamak diye bir husus yoktur. Bu tamamen çevirmenin elindedir. Dikkatliyse, yaptığı çeviriye özeniyorsa iyi bir çevirmendir; değilse kötüdür. Bir yazarın “Yazamıyorum artık, aklıma konu gelmiyor,” deyip pes etmesi ne kadar mantıksızsa; zira yazsa zaten yazacaktır ve beyni ona yardımcı olacaktır, bir çevirmenin de “Benim çeviriye yeteneğim yok, o yüzden çevirim kötü oluyor,” diye düşünmesi aynı oranda mantıksızdır. Kötü çevirmen kesinlikle yoktur, yalnızca özensiz çevirmen vardır.

Yorum Ekle