Tercümanlık Sanıldığı Kadar Kolay Mıdır

Tercümanlık Sanıldığı Kadar Kolay Mıdır?

tercumanlık_kolay_miTercümanların ve tercüme bürolarının sayıları gün geçtikçe artmaktadır. Bunun nedeni kesinlikle çevirmenliğin kolay bir meslek olması değil, birçok imkan sağlamasıdır. Çevirmenliğin kolay olup olmadığını anlamak için ilk olarak eğitim aşamasını düşünmek gerekir. Öncelikle kişi mutlaka 20 yaşından önce en azından iki dili (anadili de dahil olmak üzere) öğrenmeye başlamış olmalıdır ve üniversiteyi bitirdikten sonra ya da üniversite sırasında çevirmenliğe başladığını düşünecek olursak, çevirmenliğe başladığı anda iki dile de oldukça hakim olmalıdır.

Dil öğrenmek kolay bir süreç değildir. Emek ister, oldukça çok vakit ve bu süreçte ezber gerektirir, farklı dil bilgilerine hakim olmak da bol miktarda pratik gerektirir. Tüm bunları ancak dil öğrenmeye merakı olan insanlar yapabilir. Dil, öğrenmek isteyen insana bir bulmaca gibi gelirken, merakı olmayan birine işkence gibi gelebilir.

Çevirinin temeli atıldıktan sonra, yani en az iki dil öğrenildikten sonra, sıra çeviriye başlamaya gelir. İlk aşamada tecrübeniz olmadığı için iş bulmanız zor olabilir, dolayısıyla bir çeviri bürosunda staj yapmak hem sizin gelişiminiz hem de gelecekteki kariyeriniz için iyi olacaktır. Bazı çeviri büroları size bir deneme metni verip bunu çevirmenizi isteyebilirler, çevirinizi beğenirlerse de direkt olarak serbest tercüman olarak ya da o tercüme bürosunun sözleşmeli çevirmeni olarak çalışmaya başlayabilirsiniz.

Başlangıcı yaptınız, seneler geçti, çeviriden kendinizi ve hatta aileniz de varsa ailenizi geçindirecek kadar para kazanmaya başladınız. Geçen süreçte sizi sıkan hatta depresyona sürükleyen çok önemli ve çevirmenliğin en kötü dezavantajıyla yüzleşmek zorunda kalacaksınız; belirsiz saatler ve belirsiz maaş. Bir çevirmenin ne zaman iş alacağı ve ne zaman almayacağı belli değildir, dolayısıyla her ay ne maaşınız aynı olur ne de çalıştığınız saatler, bu da sizi oldukça kısıtlı hissettirebilir. Bu konuda internette çevirmenler tarafından yazılan pek çok makale vardır, her çevirmen yıllar geçtikçe buna kendince bir çözüm üretmeye çalışır. Parayı idareli kullanıp bir süre tatil yapıp dünyayı turlayanlar da vardır, dünyayı turlamak yerine hiçbir şey yapmadan dinlenenler de vardır, ya da parayı idareli kullanmak istemeyen ya da kullanamayan, dolayısıyla da ek bir iş yapanlar vardır.

Görüldüğü üzere, tercümanlık çalışma şartları oldukça zor olan bir meslektir. Oldukça yıpratıcıdır, kaldı ki bir de tercümanlığı sadece para kazanmak için yaparsanız sizi iyice harap edecektir. Çeviriden zevk almadan çevirmen olmak imkansızdır. Çevirmenlik konusunda diğer bir yanlış kanı da, bir dili bilmenin o dilden çeviri yapmak için yeterli olduğu yanılgısıdır. Bir dili çok iyi konuşuyor olabilirsiniz, ancak bu sizin ne yazılı ne de sözlü (simultane, ardıl v.s.) çeviri yapmak için yeterli olduğunuzu gösterir.

Çeviri, edebiyatın yan dalıdır. Teknik çeviride bile bir cümleyi nasıl kendi dilinize çevireceğinizi düşünmeniz ve en net ve kısa şekilde cümleyi hedef dile aktarmanız gerekmektedir. Dolayısıyla dili bilmek, çeviri yapmak için yeterli değildir. Aynı şekilde iyi bir şekilde yazabilmek de çeviri yapmak için yeterli değildir. Tabii ki, bu iki özellikten biri eksik olduğunda sonsuza kadar çeviri yapamazsınız, anlamına da gelmez; fakat önemli olan eksikliği fark edip onun üzerine gitmektir. Dil biliyorum, fakat yazamıyorum diyorsanız sizi geliştirecek en iyi pratik şekli çeviri yapacağınız iki veya daha fazla dilde kitaplar okumaktır. Sözlü çeviri için de aynı şekilde çok sayıda ve farklı türlerde filmler izlemeniz, müzikler dinlemeniz hatta belki sesli kitaplar dinlemeniz bile sizi geliştirecektir.

Eksikliğiniz diğer türlü ise, yani yazabiliyor / konuşabiliyor fakat başka bir dil bilmediğiniz için ya da çeviri tekniklerine hakim olmadığınız için çeviri yapamıyorsanız da kendinizi geliştirmenizi sağlayacak çok sayıda yöntem vardır. Dili bilmiyorsanız, bir kursa gitmeden dahi dili öğrenebilirsiniz. Dil öğreniminin ilk aşamalarını bol tekrar ve ezber oluşturur, dolayısıyla kurs da size farklı bir şey yaptırmayacaktır; sonrasında da internette sayısız kaynağa ulaşıp öğrenmeye çalıştığınız dili daha da geliştirebilirsiniz.

İkinci durum geçerliyse, yani çeviri tekniklerine hakim değilseniz, bol bol çeviri yapmanız gerekmektedir, ancak bu şekilde gelişebilirsiniz. Piyasada çok sayıda çeviri kitabı bulunmaktadır, aynı şekilde çeviri okulları ve çeviri kursları da vardır; fakat bu üç kaynağın da sizi yönelteceği yön pratik yaptırmak olacaktır. Dolayısıyla bu tür imkanlara sahip değilseniz kendi kendinizi geliştirmeniz de mümkündür. Öncelikle kolay metinleri çevirerek başlamanız motivasyonunuzu kırmamanızı da sağlayacaktır, daha sonra metinleri yavaş yavaş zorlaştırarak ve çeşitlendirerek kendinizdeki gelişimi bizzat gözlemleyebilirsiniz.

Sonuç olarak, tercümanlık ne yazık ki sanıldığı kadar kolay bir meslek değildir, ama gerçekten bir çevirmen olmak istiyorsanız da bu aşamalar size bir yük gibi gelmeyecektir.

Yorum Ekle