Fısıldayarak Çeviri

Profesyonel tercümanların internet üzerinden tercümanlık bölümlerinde verilen eğitim hakkında yaptıkları bir tartışmada ortaya konan eleştirilerden bir tanesi de chuchotage eğitimin eksikliğidir.

Chuchotage nedir?

Chuchotage, Fransızca’da fısıldama anlamına gelmektedir ve aynı zamanda  fısıldayarak çeviri için de kullanılmaktadır. Profesyonel tercümanların bu Fransızca terimi kullanımı, modern konferans çevirmenliğinin gelişmesindeki Fransız tercümanların etkisini de göstermektedir.

Fısıldayarak yapılan çeviri türünde tercümanın, küçük bir gruptan meydana gelen hedef dil kitlesinin yanında durarak fısıltıyla konuşma şeklinde simültane çeviriyi yürütmesidir. Bu çeviri türü için hiçbir ekipmana gerek duyulmaz.

Söz konusu küçük bir gruptan meydana gelen erek dil kitlesi genelde ve ideal olarak da tek bir kişiden oluşmaktadır. Bunun sebebi ise fısıldayarak konuşmanın çok fazla kişiye duyurulmasının zor olmasından kaynaklanmaktadır. Bu grup maksimum üç veya dört kişiden oluşabilir. Bu kişi sayısı sınırlandırmasına rağmen, çeviri yapılacak kişi sayısının sadece birkaç kişiden oluştuğu durumlarda hiçbir ekipmana ihtiyaç duyulmayacağı ve tek bir tercümana gerek duyulacağı için ekonomik olarak büyük avantaj sağlamaktadır. Tüm simültane tercüme metotları gibi, ardıl çeviriye oranla çok daha az bir sürede gerçekleştirilme avantajı sağlar. Aslında bu metot oldukça fazla kullanılmaktadır ve birçok çeviri bürosu da bu hizmeti sunmaktadır.

Bu metodu daha yakından incelediğimizde ise bazı ayırımlarla karşılamaktayız. Örneğin, fısıldamanın yanında aynı zamanda mırıldanma da mevcuttur. Fısıldama, alçak sesle yapılmasına rağmen telaffuzu dilbilimcilerin de söylediği gibi ötüşümsüzdür. Yani sesli veya bazı sessiz harflerin rezonansı fısıldama esnasında azaltılmakta veya ortadan kaldırılmaktadır. Bu durumu z sesinin s sesine dönüşmesi gibi örnekleyebiliriz. Mırıldanmada ise ötüşümleştirme sürdürülürken sadece sesin şiddeti azaltılmaktadır.

Diğer bir ayrım ise çevirinin yapılma şeklidir. Yukarıda yapılan tanımlamada bu çeviri türünün simültane bir şekilde yapıldığı belirtilmiştir. Yani bu konuşmacı konuşmasına devam ederken, tercümanın fısıldamaya devam ettiği anlamına gelmektedir. Fakat tercüman konuşmacıyı çok az bir süre farkıyla takip ederek devamında fısıldamaya devam edebilir veya kısa süreli aralıklarla da çeviriye devam edebilir. Bunların yanı sıra ayrıca tercümanın her cümleyi çevirmeyerek sadece önemli noktaları özetlemesi şeklinde de yapılabilir.

Sonuç olarak fısıldayarak çevirinin kullanışlı olduğunu söyleyebiliriz fakat eksiklikleri nelerdir?

Öncelikle ve en önemlisi kişi sayısındaki sınırlamadır. Kişi sayısı sınırlandırmasının her aşılmasında, tercümanın daha yüksek sesle konuşması gerekmektedir ve bu durumda da fısıldayarak çeviri olmaktan çıkmaktadır. Bundan daha kötüsü ise yüksek sesle fısıldama hedef kitlenin dışında kalanların ki buna konuşmacı da dahil dinleme etkinliğini ve konsantresini  bozmaktadır .

İkincil olarak fısıldayarak çeviri simultane olarak yapılmaktadır ve her türlü simültane çeviride olduğu gibi aynı anda dinlemek, tercüme etmek ve konuşmak için yüksek konsantrasyon gerektirmektedir. Bu yüzden de olukça yorucu bir iştir. Hatta fısıldamak daha az efor gerektirirken, aynı zamanda ses tellerini daha fazla yormaktadır.

Üçüncül olarak, dinleyicinin de oluşabilecek müdahaleler ve konuşmacının sesinden kaynaklanarak oluşabilecek gürültülere karşı çok iyi konsantre olmuş olması gerekir.

Peki tercümanlık eğitimi alan öğrencilere temel simültane tercüme tekniklerinin yanı sıra öğretilmesi gereken şeyler neler olmalıdır?

Olması gereken en önemli yetenek, hatta bazıları için en zor olanı uzun süreli ses kontrolüdür. Eğer dinlemeye ve çeviri yapmaya konsantre olduysanız, sesinizin volümü siz farkında olmadan yükselebilir ve hatta fısıldamadan mırıldanmaya geçebilirsiniz. Böyle bir durumda genelde etrafınızda sizin konuşmanızı duymak istemeyen diğer kişilerin kötü bakışlarına maruz kalabilirsiniz. Bazı insanların sesi genetik olarak daha yüksektir ve bu kişilerin ses volümlerini azaltmak için daha fazla çaba sarf etmeleri gerekmektedir.

Ayrıca dinleyicileri ve konuşmacının tercümana göre doğru bir şekilde konumlandırılması ve dört kişiden daha fazla dinleyiciye yönelik olarak taleplerin reddedilmesi de önemlidir.

 Yazar: Hülya ZENGİN

Bir önce ki yazımızda Kuram mı Uygulama mı konusunu ele aldık.

Lütfen yazımız hakkında görüş ve önerilerinizi bizlerle paylaşınız.

Yorum Ekle